Mustafa Günay
Hans-Georg Gadamer (1900-1990), hermeneutiği ontolojik bir zemine
yerleştirme ve evrenselleştirme yolundaki çabalarıyla, onu geçen yüzyılın
hermeneutiğinden farklı bir doğrultuya çekmiş ve bu konudaki eserleriyle
yüzyılımızın felsefesinde de yoğun tartışmalara yol açmış, önemli etkiler
uyandırmıştır. Gadamer en önemli eseri ve en çok etki yaratmış olanı, Doğruluk ve Yöntem'in(1960) yanısıra,
hermeneutiğin genel ve özel. problemlerini betimlemeye ve ayrıca hermeneutiğin
çağdaş felsefe akımları karşısındaki konumunu belirlemeye veya bu akımlarla
hermeneutik arasında bağ kurmaya yönelik çok sayıda makale de ortaya
koymuştur (Özlem 1998: s. 1 17).
Heidegger 'in
yapıtı üstüne kurulan ya da Heidegger'de işaret edilen temaları işleyen ve
onları alışılmadık biçimlerde geliştiren Gadamer 'in Doğruluk ve Yöntem adlı yapıtı, zamanımızda,
hermeneutik etkinlik alanını ve anlamını ifade etmek için yazılmış en
kapsamlı eserlerden biridir. Gadamer için hermeneutik, Dilthey'da olduğu gibi Tin
bilimlerinin (kültür bilimleri) Yöntem sorunlanyla sınırlı değildir. Gadamer 'de
hermenutik felsefenin tam odağında yer alır; anlama,
onun için, dünyadaki varoluşumuzun temel/ilksel bir tarzıdır" (Bernstein
1985: s. 34).
Doğruluk ve Yöntem'de Gadamer sanat eserlerinin alımlanmasına, edebî
metinlerin yorumlanması ve tarih araştırmasına çevirmiş bulunmaktadır.
Bununla birlikte, Gadamer'in hermeneutiğin evrenselliği ve ontolojik önceliği
hakkındaki iddiaları, doğa ve toplum bilimleri felsefesi üzerinde önemli
etkiler yaratmıştır" (Bernstein 1985: s. 34-35).
Hekman'a,göre, "Gadamer 'in insan bilimlerinin doğası konusunda
Doğruluk ve Yöntem'in başında
yönelttiği soruya verdiği cevap, bütün anlamın linguistik olduğu ve insan
bilimlerinde anlamanın bu nedenle dil ortamı içinde incelenmesi gerektiğidir.
Bu, anlamanın dilselliğinin bu yüzden Gadamer'in yaklaşımının anahtarı
olduğunu ve eserinin açıklanmasının odağı olması gerektiğini dile getirmek,
apaçık olan bir şeyi gereğinden fazla vurgulamak gibi görünebilir. Fakat, bu
tezin merkeziliği, birçok Gadamer
yorumcusu için apaçık değildir ve anlamını/önemini vurgulamak önemlidir. Doğruluk ve Yöntem'de insan bilimlerinin
doğasını keşfetmek amacıyla yola koyulan Gadamer, şu kapsayıcı sorular
dizisinin tartışmasına girişir: estetik tecrübenin doğası, oyunun rolü, insan
bilimlerinin ve ontolojinin tarihi. Gadamer'in bu konularla ilgili analizinin
ayrıntılarına takılıp kalmak kolaydır ve eleştimenlerinden çoğunun yaptığı
şey de budur. Gadamer 'in bu konularla
ilgili anlayışı, özellikle de zor ontoloji sorunlarına yaklaşımı hakkındaki
tartışmalar gereğinden fazla uzundur. Bu tartışmalar, ulaştığı sonucun
önemini gözden kaçırdıkları için Gadamer
'in eserinin gerçek gücünü kavrayamazlar. Nihaî noktada önemli olan sorun,
diğer bütün konuları anlamanın anahtarı olduğu için anlaşılması gereken
kısım, dildir. Bu konu, Gadamer 'in
tartıştığı bütün diğer konuları gölgede bırakır ve kendisiyle diğer konulara
yaklaşılması gereken bir perspektif sağlar" (Hekman 1999: s.129).
Gadamer , "insanî yaşam deneyimimizin esasında
dilsellik içinde bulunuyor olması"ndan hareketle "insan
ilişkilerinin evrensel dilselliği"nin altını çizmekte ve hermeneutiğin
dil zemininde temellendirilmesinin, öncelikle "dilselliğin analizi"ni
gerektirdiğini söylemektedir. Bununla birlikte burada deneyim alanlarının
sınırlandırılması da kaçınılmaz görünmektedir. Çünkü bizzat dilsellik
deneyimimiz sınırlıdır. Burada, Dilthey
'ın, hermeneutiğin kendisini yazıya geçmiş dilsellik alanları ile
sınırlandırması konusundaki temel tezi hatırlanmalıdır. Gadamer 'e göre bu, zaten hermeneutik problemin
tarihsel gelişimindeki sınırlandırmalarla da koşutluk gösterir. Dilsellik
analizi, bu nedenle "günümüzde bize yabancılaştırılmış gelenek
ile", yazılı gelenek ile, yorumlama gerektiren bir karşılaşmaya maruz
kalmak zorundadır. Yorumlama, burada artık geleneği günümüze tercüme etme
anlamına da gelir. Yorumlamaya tercüme olarak bakmak, tercümeyi, tüm insan
eylemlerini ve ürünlerini anlayıp değerlendirmede bir model kılar. Tercümenin
bu yapısından hareketle, bize bugün yabancı kılınan bir şeyler bulunduğu ve
bunun bir genel problem olduğu gösterilir. Hermeneutiğin everenselliği,
esasında buradadır. Bu demektir ki, her çağ, önceki çağlarla yazılı eserler
temelindeki ilişkisini bir tercüme ilişkisi olarak kurar. Bugünün dünle
ilişkisindeki bu evrensellik, bu yorumlama/tercüme etkinliği olarak
hermeneutiğin de evrenselliğini getirir (Özlem 1998: s. 119). Gadamer 'e göre felsefenin tüm çabası, yaşamı
kendindeki bütünlüğüyle kavrayabilmektir. Ne var ki bütünselci kavrayış
çabası her zaman diliminde değişik formlar içerisinde gerçekleşir. Bu,
değişik fenomenler için böyle olduğu gibi, belirli tipteki felsefenin
gelişimi için de böyledir. İşte hermeneutiğin görevi, bu değişik formlar
içerisinde kendini gösteren yaşama kavrayışlarının temel anlam ve işlevini
göstermektir. Bu değişik formlar, insanlararası iletişimden toplum
yönetimine, bireyin toplum içinde edindiği deneyimlerden aynı bireyin
toplumla karşılaşma tarzına, dinden hukuka, sanattan felsefeye, gelenekten bu
geleneği iyice esneten özgürleştirici bir refleksiyona, hatta devrimci bir
bilince kadar; "yaşam" terimiyle kapsanan bütün alanlarda kendini
gösterirler" (Özlem 1998: s. 118).
Gadamer , tarihin kucaklanması ve tarihsel mirasın
tercüme/yorumlama yoluyla muhafaza edilmesinin, hermeneutikten hep beklenen
bir görev olduğunu belirtmektedir. Bu yönüyle hermeneutik muhafazakâr bir
görünüme sahiptir. Bununla birlikte her yorumlamanın bir tercüme olduğu
hususu, hermeneutiği, en az muhafazakârlığı ölçüsünde gelenekten ve
otoriteden özgürleşme aracı, hatta reform ve devrim aracı da kılmıştır.
Luther'in reformist hermeneutiği tarihsel bir örnek olarak akla gelmektedir
(Özlem 1998: s. 121).
Gadamer 'in
hermeneutiği yalnızca sosyal bilimlerin değil, aynı zamanda insani anlama
fenomeninin bizatihi kendisinin de bir kavrayışını sağlamaktadır. Onun
yaklaşımı, her ne kadar sosyal bilimler için bir yöntem olarak kullanılamasa
da hermeneutiğin, sosyal bilimlerin ne hakkında olduklarını an- lamanın aracı
olarak kullanılabileceği ve kullanılması gerektiğini dikte etmektedir (Hekman
1999: s.185).
HERMENEUTİK GELENEĞİN CANLANMASI
Hermeneutik ve tarihselciliğin, 19.
yüzyılda biçimlenmiş olduğu şekliyle, tarihin incelenmesi ve tarihsel
bilginin doğasıyla yakından ilişkili olduğunu saptamak mümkündür (Bernstein
1985:111). 19. yüzyıl hermeneutiği pozitivizmin büyüyen entelektüel
egemenliğine ve gerçek bilgi olarak tanımlanan şeyin modelini ve ölçütlerini
yalnızca doğa bilimlerinin sağladığını iddia eden bilimcilik tipine karşı bir
tepki olarak gelişmiştir. Hermeneutiğin karakteri insan/toplum bilimlerinin
otonomisine ve bütünlüğüne yönelen saldırıyla biçimlenmişti. Özellikle
Dilthey tarafından, insanî ve tarihsel bilgi hakkında ayırt edici şeyin ne
olduğunu belirlemek ve bu bilginin kendine özgü konu- sunu, amaçlarını ve
yöntemlerini ortaya koymak ve bize "nesnel bilgi"yi yalnızca doğa
bilimlerinin sağlayabileceği inancına meydan okumak, birincil görev olarak
görünmüştü. Dilthey'ın hayali, Kant'ın matematik ve doğa bilimi için
başardığı şeyi insan/toplum bilimleri için gerçekleştirmekti: "nesnel
bilgi"nin bu tipinin imkânı, doğası, alanı ve meşruluğunu
gösterebileceği bir "Tarihsel Bilginin Eleştirisi"ni yazmak ihtiyacıdır"
(Bernstein 1985:112-13).
Toplumsal bilimlerin felsefi temelleri
ve hermeneutik konusundaki çalışmalar Dilthey'dan günümüze kadar, yeni
boyutlar kazanarak gelmiş bulunmaktadır. "Dilthey özellikle Schleirmacher tarafından geliştirilmiş olan hermeneutik üstüne,
Tin bilimlerinin yöntemi ve ayırt edici konusu olarak kabul ettiği şey,
özellikle "tarihsel akıl" üstüne yazmıştır. 20. yüzyılda
hermeneutiğin alanı ve anlamı çarpıcı olarak Heidegger tarafından
genişletilmiş ve fenomenolojik gelenek içinde uğraşan diğer düşünürler, H.G. Gadamer ve Paul Ricoeur tarafından kapsamı daha da genişletilmiştir.
Günümüzde sosyal disiplinlerin yeni araştırmalarında, anlama ve yorumlama
üstüne vurgularla birlikte, hermeneutik boyutun canlanması söz konusudur
(Bernstein 1985: 30). Ancak 1970'lerin ortalarına kadar pozitivist ve neo-pozitivist eğilimlerin yaygınlığı ve
egemenliği devam ettiğinden ötürü, hermeneutik gelenek pek fazla yankı
uyandıramamıştır. Bizde de bilim felsefesi alanında ve toplum bilimleri
araştırmalarında, hermeneutik yaklaşımın ve yöntemlerin, genel eğilimlerin ve
yaklaşımların gerisinde kaldığını görmek mümkündür. Ama özellikle son
yıllarda hermeneutik felsefenin, geçmişe göre canlanmaya ve sosyal bilimlerin
düşünsel temellerinin belirlenmesinde rol oynamaya başladığı görülmektedir.
Not: Sayın Mustafa Günay’ın(Çukurova
Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Felsefe Bölümü) “Düşünce ve Kültür Tarihinde
Hermeneutik Gelenek” başlıklı makalesini ;
1.Hermeneutik Gelenek
2.Schleiermacher ve Romantik
Hermeneutik.
3.Dilthey ve Tin Bilimleri
4.Heidegger Ve Hermeneutik
5.Gadamer ve Felsefi Hermeneutik,
başlıkları ile 5 bölümde yerleştirdik.
KAYNAKÇA
Bernstein, Richard J. Beyond
Objecıivism and Relativism: Science, Hermeneutics and Praxis, University of
Pennsylvania Press, 1985.
Birand, Kamuran, Manevi İlimler Yöntemi
Olarak Anlama, Akçağ yayınlan, 1998.
Bruns, Gerard, Antik Hermeneutik,
Çev.İ. Durdu, Yeni Zamanlar Yayıncılık, 2001.
Dilthey, Wilhelm, Hermeneutik ve Tin
Bilimleri, Çev. D. Özlem, Paradigma yayınlan, 1999.
Dilthey, Wilhelm , Hermeneutics and
Study of History, Çev. Rudolf A. Makkreel-Frithjof Rodi, Princeton University
Press, 1996.
Dilthey Wilhelm, Pattern and Meaning in
History, çev. H.P. Rickman, Hanper Torchbooks,l962
Erdeınli, Atilla, "F. Schleiermacher
Felsefe Tarihçisi Gözüyle Bir Tanıtma", Felsefe Arkivi, 28. Sayı, 1991.
Gadamer, H.G., "Tarih Bilinci
Soruınu", Çev. Taha Parla, Toplum Bilimlerinde Yorumcu Yaklaşım içinde,
Hürriyet Vakfı yayını, 1990.
Gadamer, H.G., "Hermeneutik",
Çev. D. Özlem, Hermeneutik (Yorumbilgisi) Üzerine Yazılar içinde, Ark
Yayınlan, 1995.
Hekman, Susan, Bilgi Sosyolojisi ve
Hermeneutik, Çev. H. Aralan-B. Balkız, Paradigma Yayınlan, 1999. .
Kaynardağ, Aslan, Kadın
Felsefecilerimiz, Türkiye Felsefe Kurumu yayını, I999.
Palmer, Richard E., Hermeneutics
Interpretation Theory in Schleiermacher, Dilthey, Heidegger and Gadamer,
Nortwestem University press, 1969.
Rickman, H.P., "6. Bölüme
giıiş", Pattern and Meaning in History içinde, 1962.
Riedel, Manfred, "Wilhelm Dilthey'da
Teorik Bilme ve Pratik Yaşama Kesinliği Bağıntısı", Çev. D. Özlem,
Hermeneutik (Yorumbilgisi) Üzerine Yazılar içinde.
Sözer, Önay, Anlayan Tarih, Yazko
yayınlan, 1981.
Özcan, Zeki, Teolojik Hermeneutik, Alfa
yayınlan, 1998.
Özlem, Doğan, Metinlerle Hermeneutik
(Yorumbilgisi) Dersleri l. Cilı, Prospero yayınlan, 1994a.
Özlem, Doğan, Metinlerle Hermeneutik
(Yorumbilgisi) Dersleri 2. Cilt, Prospero yayınlan, 1994b.
Özlem, Doğan, Bilim,Tarih, Yorum,
İnkılap Yayınlan, 1998.
Özlem, Doğan, Siyaset,Bilim ve Tarih
Bilinci, İnkılap Yayınları, 1999.
Özlem Doğan, Tarih Felsefesi, İnkılap
Yayınları, 2001.
Özlem Doğan, "Söyleşi:Yaşam
Öyküsünden Fikirlerine Doğan Özlem", Marjinal Dergisi, Haziran 2001
sayısı.
Doğu Batı - 3Aylık Düşünce
Dergisi-Yeni Düşünce Hareketleri Özel Sayı-Felsefe Sanat Kültür
Yayınlar-Mayıs-Temmuz 2002
|
Akımlar
- Felsefi "izm"ler
- Sofizm
- Stoacılık
- Kuşkuculuk
- İdealizm
- Yeni Platonculuk
- İnsancılık (Hümanizm)
- Usçuluk
- Deneycilik
- Eleştiricilik (Kritisizm)
- Materyalizm
- Liberalizm
- Hiççilik (Nihilizm)
- Sosyalizm
- Marksizm
- Olguculuk (Pozitivizm)
- Postpozitivizm
- Pragmatizm
- Fenomenoloji (Görüngübilim)
- Yeni Kantçılık
- Mantıkçı Pozitivizm
- Yeni Hegelcilik
- Yapısalcılık
- Çözümleyici Felsefe
- Varoluşçuluk
- Yorumbilgisi (Hermeneutik)
- Frankfurt Okulu
- Feminizm
- Postyapısalcılık
Gadamer ve Felsefi Hermeneutik
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder